KAHRAMAN GAZİLERİMİZE AHDE VEFA PLAKETİ
kapsamında Osmaniye Belediyesi tarafından merkez ve merkeze bağlı köylerde ikamet eden 202 kahraman gazimize adlarına hazırlanan şükran plaketi takdim edildi.
Gaziler Günü nedeni ile düzenlenen törenlere katılan gazi ve yakınlarına Osmaniye Belediyesi tarafından hazırlanan plaketleri, Vali Dr. Erdinç Yılmaz, Belediye Başkanı Kadir Kara, Garnizon Komutan Vekili Yarbay İsmail Şahin Canseven, Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Murat Karabulut, İl Jandarma Komutan Vekili Albay İlkay Gül ve İl Emniyet Müdürü Ahmet Selçuk Okumuş tarafından verildi.
19 Eylül Gaziler Günü’nde düzenlenen programlara katılamayan şehrimiz merkez ve merkeze bağlı köylerde ikamet eden vatanımızın birliği ve bütünlüğü için kahramanca mücadele ederek gazilik ünvanı alan gazilerimiz ve yakınlarına ise Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne bağlı Sosyal Destek ekipleri tarafından evlerinde ve işyerlerinde ziyaret edilerek Türk Bayrağı ve şükran plaketi takdim edildi.
Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara; “Aziz Türk Milleti’nin birliği, beraberliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını feda eden şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyor, kahraman gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Gazilerimizin bu anlamlı gününde kendilerine ve yakınlarına şükran plaketi takdim etmekten onur duyuyorum. Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki; hakları hiçbir zaman ödenmez şehitlerimizin kıymetli aileleri ile kahraman gazilerimizin her zaman yanındayız” ifadelerini kullandı.
TÜRKLERDE ALPLİK, GAZA, GAZİLİK
Yazar Hale ŞIVGIN, Türk Dünyası Dergisinde yayınlanan Türk Kültüründe Gazilik ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk konulu yazısında bu konuda şu görüşlere yer verdi:
Türk inanç kültüründe özel bir yeri, yüce değeri olan şehitlik ve gazilik İslam dininin önemsediği ve teşvik ettiği bir rütbedir. İnsanlar hayatları boyunca çalışarak pek çok rütbe ve unvan elde edebilirler. Ancak şehitlik ve gazilik unvanının diğerlerinden önemli bir farkı vardır. Şehitlik ya da gazilik unvanını elde eden kişi hayatını ortaya koymuştur. Bu rütbeler hayat karşılığında elde edilir. İnançla kazanılır. Hem hakkın hem de halkın nezdinde bu rütbelere erişmek büyük bir mazhariyettir.
Gazi: Devletin bağımsızlığı, milletin egemenliği yolunda oluşturulan gerekli harekete katılıp canını ortaya koyup, görevini yapıp sağ kalan insana gazi, bu yolda ecelle kucaklaşana şehit denir.
En büyük Türk ve Müslüman Devleti olan Osmanlı Devleti bir gazi devleti olarak doğmuş ve bu geleneği sürdürmüştür. Osmanlı sultanları son padişaha kadar “gazi” unvanını en başta tercih ettikleri bir unvan olarak kullanmışlardır. Osmanlı padişahları en fazla bu unvanla övünmüşlerdir.
Gazilik ruhunun Osmanlılarda ne kadar yerleşmiş ve köklü bir ruh olduğunu anlayabilmek için 13. yüzyıl Anadolu’suna Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemlerine bakmak gerekir. Anadolu bir yanda Moğol, öte yandan Haçlı saldırıları ile karşı karşıya kalmıştır. İslam dünyası bir ölüm kalım mücadelesi vermektedir. İran ve Anadolu’da yerleşen İlhanlı Moğol Hanlığı Suriye’yi istila girişiminde bulunuyor Papalık ve Bizans ile diplomatik ilişkilere giriyordu. İşte bu durumda İslam dünyasında kutsal savaş “gaza” bir ölüm kalım sorunu olarak ortaya çıkmıştı. Anadolu’daki Türkmenler, Moğollara ve Bizans’a karşı gaza hareketinin ön safında mücadeleye girmişlerdi. O sıralarda Osman Gazi, Kastamonu Uç Emiri Çobanoğullarının emri altında Bizans’a karşı en uzak serhadde savaşan bir boy beyi aynı zamanda bir alp idi. Alplar Orta Asya Türklerindeki kahramanlık geleneğine bağlıdırlar. Eski Osmanlı rivayetlerinde Alplar, Alperenler ahiler Osman Gazi’nin en yakınları olarak gösterilir. Rivayette Osman, bir ahi şeyhi olması da kuvvetle muhtemel olan Şeyh Edebali’nin irşadı (doğru yolu göstermesi) ve beline gaza kılıcını bağlaması ile gazi olmuş, gaza akınlarına başlamıştır. Osman Gazi uçların en ileri bölümünde gazayı başarıyla sürdürmüş gazi alpların gerçek önderi durumuna yükselmişti.
Hasan KILIÇ