MHP KAÇEP İL BAŞKANLARI TOPLANTISI ANKARA’DA YAPILDI
MHP Osmaniye KAÇEP İl Başkanı Ayşe ŞAHİN :” Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Bey’inde ifade ettiği gibi ” Tedavisi mümkün olmayan asıl engelin,asıl engelliliğin biz tutmuş vicdanlarda ,sığ politikalarda ve art niyetli zihinlerde olduğu ve bunun dışında her türlü engelin aşılacağı “ifadesiyle özel gereksinimli bireylerimiz için Farkındalık oluşturma adına Osmaniye İl KAÇEP olarak gerekli adımları ve çalışmaları çalışma programımıza aldık” dedi.
MHP Osmaniye KAÇEP İl Başkanı Ayşe ŞAHİN, Ankara’da yapılan KAÇEP il Başkanları toplantısına katıldı.
Ankara dönüşü bir açıklama yapan MHP Osmaniye KAÇEP İl Başkanı Ayşe ŞAHİN, toplantı ile izlenimleri konusunda şunları söyledi:
81 İL’İN KAÇEP İL BAŞKANI İLE TANIŞMA FIRSATI BULDUM
“11.05.2024 Tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezinde ; Aile ,Kadın ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan yardımcılığına atanan Porf.Dr. Sayın Ahmet Selim Yurdakul Beyefendinin 81 İli kapsayan IL KAÇEP Başkanları ile tanışma, istişare başlığında ve 10- 16 Mayıs ” Engelliler Farkındalık Haftası” münasebeti ile Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin himayelerinde MHP Genel Merkezi Gün Sazak Salonunda saat 14:00 de gerçekleştirilen programa MHP Osmaniye İl Başkanı Sayın Yusuf ÇOMU Bey’in emir ve direktifleri doğrultusunda Osmaniye İl Kaçep Başkanı Ayşe ŞAHİN olarak katılım sağladık.
MHP Lideri Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyin himayelerinde;
Aile ,Kadın ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan yardımcısı Porf.Dr. Sayın Ahmet Selim Yurdakul Beyefendinin Rehberliğinde düzenlenen 10 – 16 Mayıs “Engelliler Farkındalık Haftası ” sebebiyle özel gereksinimli bireylere yönelik etkinlik programına katıldık.
FARKINDALIK OLUŞTURMA ADINA ETKİNLİKLER YAPACAĞIZ
Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Bey’inde ifade ettiği gibi ” Tedavisi mümkün olmayan asıl engelin,asıl engelliliğin biz tutmuş vicdanlarda ,sığ politikalarda ve art niyetli zihinlerde olduğu ve bunun dışında her türlü engelin aşılacağı “ifadesiyle özel gereksinimli bireylerimiz için Farkındalık oluşturma adına Osmaniye İl Kaçep olarak gerekli adımları ve çalışmaları çalışma programımıza aldık.”
ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLER
VE İLİŞKİLİ KAVRAMLAR
Dr. Ayşe Büşra Subaşı Yurtçu’nun https://otam.medeniyet.edu.tr/yayınanan bu konudaki yazısı şöyle:
“Özel gereksinim” ifadesi pek çok farklı tanı ve durumu kapsayan şemsiye bir terimdir. Hafif düzeyde zihinsel yetersizlikten ciddi bilişsel sorunlara, hafif düzeyde öğrenme güçlüğünden görme yetersizliğine, besin alerjilerinden süreğen hastalıklara değişen pek çok durum bu şemsiye terimin altında değerlendirilmektedir.
Özel gereksinimli olmaya ilişkin tanımlardan biri, bireyin çeşitli güçlüklerden (örneğin; fiziksel, duygusal, davranışsal güçlükler ya da öğrenme güçlüğü) dolayı ek ya da özelleştirilmiş hizmetler ya da uyarlamalara gereksinim duyması olarak ifade edilmektedir. Sağlık hizmetleri bakımından tanımlandığında ise özel gereksinimin, dezavantajlı bir geçmişi olan ya da zihinsel, duygusal ya da fiziksel engeli olan veya olma riski taşıyan bireylerin bireysel gereklilikleri olarak tanımlandığı görülmektedir.
Bu bakış açısıyla; özel gereksinimli bireylerin en genel haliyle iletişim, hareket, öz bakım ve karar alma süreçlerinde desteğe gereksinim duydukları söylenebilir. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde (2021) ise özel gereksinimli bireyler “özel eğitim ihtiyacı olan birey” terimi altında “bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren birey” olarak tanımlanmaktadır.
“Özel gereksinimli bireyler” teriminin daha iyi anlaşılması için konuya ilişkin diğer bazı terimlerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu terimler, “bozukluk/zedelenme”, “yetersizlik/güçlük”, “engel” ve “risk taşıma” olarak sıralanabilir. Bozukluk/Zedelenme Bireyin psikolojik, fizyolojik veya anatomik özelliklerinde meydana gelen geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, görev bozukluğu veya yapı bozukluğu olarak tanımlanabilir.
Aynı zamanda, zedelenmenin organların yapısındaki biyofiziksel ve kimyasal bozukluklar olarak tanımlandığı görülmektedir. Bireyin felçli olması, kollarının olmaması, göz sinirlerinde oluşan tahribat gibi durumlar bozukluk/zedelenmeye örnek olarak verilebilir. Yetersizlik/Güçlük Bireyin bozukluk/zedelenme sonucunda yapması gereken bir etkinliği yerine getirmede yeterli olmaması, kapasitenin sınırlanması ya da bir organın işlevini yitirmesi olarak tanımlanabilir.
Örneğin; göz sinirlerinde oluşan tahribat sonucu bireyin görememesi ya da bacaklarını kaybeden bir bireyin yürüyememesi bozukluk/zedelenmenin yetersizlik/güçlük durumuna dönüştüğü anlamına gelir. Bireyde oluşan bozukluk/zedelenme her zaman yetersizlik/güçlük durumlarına neden olmamaktadır.
Bir diğer deyişle, kişide bozukluk/zedelenme olmasına karşın birey, herhangi bir yetersizlikle karşılaşmayabilir. Engel Yetersizlik, içinde bulunulan koşullara bağlı olarak engelliliğe neden olabilir. Engel, herhangi bir yetersizlik yaşayan bireyin çevre ile etkileşimi ve toplum içinde rollerini yerine getirme sırasında karşılaştığı sorun ya da zorluk olarak tanımlanabilir.
Örneğin; bireyin geçirdiği bir kaza sonucu felç olması nedeniyle yürüyememesi yetersizliği oluştururken; tekerlekli sandalye ile toplumsal alanlara ulaşması için gerekli düzenlemelerin yapılmaması (asansörün, rampanın bulunmaması gibi) nedeniyle bireyin toplumsal alanlara ulaşamaması ya da ulaşmada güçlükler yaşaması engeli oluşturmaktadır.
Bu örnekten de anlaşılabileceği gibi yetersizlik durumunun engele dönüşmesi, koşulların düzenlenmesiyle önlenebilir. Benzer biçimde, gerekli koşulların oluşturulmaması sonucunda ise yetersizliğin beraberinde engeli getirmesi oldukça olasıdır.
Örneğin; kaza geçirerek bacaklarını kaybettiği için tekerlekli sandalye ile hareket etmek durumunda olan bir birey, toplu taşıma araçlarına bağımsız biçimde binebileceği fiziksel düzenlemeler olmadığı için toplumsal yaşama katılmakta güçlük çekebilir, başkalarının desteğine gereksinim duyabilir. Görme yetersizliği olan bir üniversite öğrencisi, kampüs içinde hissedilebilir yüzeyin bulunmaması nedeniyle bir binadan başka bir binaya kimsenin yardımı olmadan hareket edemeyebilir.
Yukarıda tanımlanan ve örneklendirilen kavramlar içinde koşulların değiştirilmesiyle en kolay önlenebilecek ve/veya ortadan kaldırılabilecek durumun engeller olduğu görülmektedir. Risk Taşıma “Risk taşıyan çocuklar” ifadesi, hâli hazırda herhangi bir yetersizliği belirlenemeyen ancak bir yetersizlik gösterme olasılığı yüksek olan çocuklar için kullanılmaktadır.
Risk taşıma, doğumda ya da sonradan ortaya çıkan olumsuz koşullar nedeniyle ileride yetersizlik yaşaması beklenen bireyleri kapsamaktadır. Bu kavram, özellikle erken çocukluk döneminde sıklıkla kullanılmaktadır. Nitekim, bu dönemde risk taşıdığı belirlenen çocuklar için hazırlanan müdahale programlarıyla olası yetersizliklerin önlenmesi mümkün olabilmektedir.
Dr. Ayşe Büşra Subaşı Yurtçu
HASAN KILIÇ