Genel

OSMANİYE BELEDİYE BAŞKANI İBRAHİM ÇENETTEN BORÇLARLA İLGİLİ AÇIKLAMA

Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim ÇENET, Osmaniye ile ilgili önemli açıklamasını sosyal medya hesabında paylaştı.

“Değerli hemşehrilerim; sizlerle bugün güzel bir haberi paylaşmak istiyorum.

Ama önce izin verirseniz Büyük Depremi yaşayan Osmaniye’mize 31 Mart seçimlerini sıcağı sıcağına kazanıp Başkan seçildiğimiz ilk günlere gidelim.

3 Nisanda mazbatamızı daha yeni almıştık; ilk birkaç gün hayırlı olsuna gelen gönüldaşlarımızla kucaklaştığımız zamanlardı.

Düşünün bir seçimden çıkmışız; dört ay sahada basmadık yer bırakmamışız. Güzel bir ivme yakalamışız.

Seçimin uzun süreceği yüz yirmi günlük hazırlık evresi acaba uzadıkça bir irtifa kaybı olur mu diye başlangıçtaki kaygılarımız Hamdolsun umuda dönüşmüş.

Her geçen gün yerden tekeri yeni kesmiş kalkışa geçen bir uçak gibi hızla yükseldiğimiz bir dönemin sonunda sizlerin gayretiyle seçimden zaferle çıkmışız.

Ay ortası yaklaşıyor, bizler mali tabloları inceliyoruz bir yandan, öteki taraftan bin üç yüz kadar personel ödemeleri hazırlanıyor, işte maaş gününden birkaç gün öncesiydi.

Bir anda mahkemelerden alınmış ödeme emirleri havada uçuşmaya başladı.

Aynı anda bir yerden, düğmeye basılmış gibi banka hesaplarımıza, maaş hesaplarımıza, hatta bindiğimiz binek araçlara varıncaya kadar hepsine haciz kararları dedik ya havada uçuşuyor; kimse bir şey anlamıyor ya da bazıları anlamamış gibi salağa yatıyordu.

Büyük deprem sonrası bütçe dengesini bozan “dikkatsiz” harcamalarla hesaplar alt üst olmuş; İstanbul’dan Ankara’dan “meçhul” firmalar sıraya girmiş, en mahrem hesaplara kadar her detayı bilen bir elin harekete geçtiği çok belliydi.

Beş yüz milyonun üstünde birik(tiril)miş bir borç yönetimi hele ki ödeme günü de geç(iril)mişse çevrilmesi maharet, güç, şans ve savaş isterdi.

İşin ilginç tarafı Belediyemizin borç işlemlerini düzenleyen kimi resmi yetkililerin kendi öz çocukları, bu borç takibine giren ilk bakışta menşei (kaynağı) dışardan gözüken firmaların hukuki temsilcisi olarak evrak üzerinde karşımıza çıkıyorlardı.

Belki de bir el bize kimi işaret ederek el sıkışacağımızı da göstermek istiyordu.

Aslında amaç şüphe yok ki besbelliydi.

Kendilerini bugüne kadar kurtarıcı olarak pazarlayan sureti ha(l)ktan, hareketten görünenler, aslında gelinen kötü tablonun sorumluları: “Bakın gördünüz mü, daha ilk aydan personel maaşlarını bile ödeyemedi seçtiğiniz başkan” diye ilk günden bize çizik atmak istedikleri çok belliydi.

Hele bazı “alacaklılar” vardı ki belki dükkanında toplasanız iki yüz bin liralık malı olmayanlar; ellerinde on beş yirmi milyon liralık alacak senetleri ile sıraya giriyorlardı.

(Aslında bu durumun neredeyse aynısını bir defasında üstlendiğimiz bir devlet görevinde biz yine yaşamıştık; senaryo aynıydı, sadece oyuncular değişikti)

Bu kardeşiniz daha küçük yaşta hayatın zorlu sınavlarına maruz kalarak bu günlere geldiği için böyle çirkin bir adımın ters tepebileceğini düşünmedikleri belliydi.

Tabi, en kritik zamanlarda her hal ve şartta onlarca yıl görev yapan devletin içinden bir kardeşiniz olarak kısa sürede kontrolü ele aldık.

İnsan, niyeti hayır, işi doğru oldu mu, Allah kulunun incinmesini istemiyor. Bize de işte tam olarak bu oldu.

Kısa sürede foyası ortaya çıkanlar belki kendi kundaklamak istedikleri yangını, söndürmek için itfaiyeci olarak da kendilerini çağıracağımızı düşündüler.

Bizim duruşumuz, işi ele alışımız karşısında firmalar birer ikişer büyük şehirlerden kalkıp yanımıza “günah çıkartmalarla” geldiler.

“Kusura bakmayın belediye içinde şu şu kişiler bizleri arayarak belediyenin borçlarını ödeme gücü yok, borçlarına haciz koydurun” diyerek kendilerine sözlü yönlendirme, manevi baskı yapıldığını bizzat ifade ettiler.

Burada özel idare genel sekreterliği de yapmış bir kardeşiniz olarak hangi muhasebe ve hesap işlemleri ile bu “teşebbüs”ü savuşturduğumuz bir kenarda dursun, biz bunları o günlerde hiç kimseye anlatmadık bile.

Çünkü hayat bize şikayet etmeyi hiç öğretmedi.Bizim lügatımızda ağlamak çünkü hiç olmadı.

Beş yaşında babasız kalmış, hayatı yeri gelince sokaklarda öğrenmiş, sonra devlet bu çocuğu alıp okullarında okutmuş, büyütmüşse sonrasında da kritik sorumluluklar vermişse bizim de o devlete ve bölünmez bütün olduğu aziz milletine her daim çağırdığında bir borcumuz olduğunu çok iyi biliriz. Bununla da gurur duyarız.

İşte bu şehir de bize emek verdi. Bizim mayamızı mayaladı. Bizi biz yaptı. Büyüklerimiz fırsat verdi. Şehrin imarı, mimarı, mühürdarı, şehrül emini olarak doğup büyüdüğümüz memlekete sizlere hizmet fırsatını verdiler. Hamdolsun bunun için gayret ediyoruz. Son güne kadar da gayret edeceğiz.

Yazının başında güzel haber diyerek söze girmiş idik. İşte o yarım milyarı aşan “ödeme bekleyen” (gerek kamuya gerekse özele) borçlar, şu yedinci ayımızda bitti.

Bir de üstüne işimizi gücümüzü israf etmeden kendi imalatlarımızla yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz, edeceğiz de.

Bu kardeşiniz, kolay para harcamayı seven biri hiç olmadı. Ama lüzumunu gördüğünde bir işi yapmaktan çekinmeyip cimrilik yapan biri de olmadı.

İlk geldiğimizde söyledik gösterişi seven makam delisi değiliz. Ama yaptığımız işin hep delisi olduk.

Osmaniye’miz için de planlı, estetik, yeşil, tarihine saygılı dört başı mamur bir kültür, medeniyet şehrini sizlerin destekleriyle, Allahın izniyle kuracağımıza inanıyoruz; sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Not: Pazartesi İçişleri Bakanımızın Başkanlığında Afad Başkanının da katılımıyla Deprem Bölgesi illerin Belediye Başkanları olarak Ankara’da bulunacağız. Durmak yok Osmaniye’mizin yollarını yapmaya devam diyoruz. Sizlere Osmaniye’nin sonbahar güzelliklerini aileniz ve sevdiklerinizle gezdiğiniz bir hafta sonu diliyorum. OSMANİYE BELEDİYESİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güvenlik için, Google Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları'na tabi olan Google'ın reCAPTCHA hizmetinin kullanılması gerekmektedir.